Bilgi

Risk Algısı Araştırma Raporu

İnovasyon hızı, üç yıl içinde bir numaralı risk unsuru olacak

Teknolojik dönüşüm, yasal düzenlemelerle ilgili artan beklentiler ve pazar dinamikleri; sektörleri, firmaları ve iş yapış şekillerini değiştirmeye devam ediyor. Bu değişimler beraberinde çeşitli fırsatları getirirken, üst yöneticileri en çok düşündüren riskleri de değiştiriyor. 2018 yılında iş stratejilerini etkileyebilecek en büyük riskin “inovasyon hızı” olacağı öngörülüyor.

Forbes Insight işbirliğiyle yayınlanan ‘Risk Algısı Araştırma Raporu’; çeşitli coğrafya ve sektörlerdeki, cirosu 1 milyar dolar ve üzerindeki kurumlardan 155 C-level yöneticiyle yapılan görüşmelerle, kurumların riskleri hissetme ve öngörme yetkinliklerini masaya yatırıyor.

Araştırmaya göre ekonomik çalkantılar, pazardaki gelişmeler, yasal düzenlemelerle ilgili artan beklentiler ile dijitalleşme iş yapış şekillerini ve endüstrileri derinden etkilemeye devam ediyor. Kurumlar, bu değişimlere cevap verebilmek için riskleri öngörebilecekleri çeşitli yetkinlikler geliştiriyor. Kurumların bu yetkinlikleri nasıl tanımladıkları, tasarladıkları ve uyguladıkları ise “riski öngörme programları”nın başarısını ve sürdürülebilirliğini belirliyor. 

Üst düzey yöneticileri en çok düşündüren riskler değişiyor

Kurumlar, 2012 yılında işleri üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek risklerini; marka (%44), itibar (%41) ve yasal düzenlemelere ilişkin riskler (%32) olarak tanımlarken; bu sıralama 2015 yılında yasal düzenlemelere ilişkin riskler (%35), itibar (%32) ve inovasyon hızı (%29) olarak değişmiş görünüyor. Araştırmaya göre 2018’e gelindiğinde ise, iş stratejilerini etkileyecek en önemli riskler; teknolojik dönüşümün bir yansıması olarak inovasyon hızı (%30) ile yasal düzenlemelere ilişkin riskler (%30) başta olmak üzere yetenek (%25) ve itibar (%24) kaynaklı riskler olacak. 

10 kurumdan 8’i riskleri öngörmek için belirli araçlar kullanıyor

Araştırmaya göre kurumların %80’i, riskleri öngörmek için çeşitli araçlar kullansa da, bu araçlar stratejik risklerin öngörülmesinde daha sınırlı kullanılıyor. Bu araçların büyük çoğunluğu finansal riskleri (%70), uyum risklerini (%66), operasyonel riskleri (%65) öngörmek için kullanılırken, sadece %57’si stratejik riskleri öngörmede kullanılıyor.

Kurumların üçte ikisi risk öngörüsü için takip ve analiz yetkinliği olan çalışanlara sahip olduğunu düşünürken; üçte biri bu iş için doğru yetkinliğe sahip çalışanları olduğundan şüphe duyuyor.

Raporda, doğru bir risk öngörü programı geliştirmek için izlenmesi gereken 4 adım şöyle sıralanıyor:

1.      İzlenecek stratejik risklerin belirlenmesi

2.      Stratejik risk takibi için gerekli unsurların tanımlanması

3.      Stratejik risklerin taranması, analizi ve izlenmesi için uygun bir platformun oluşturulması

4.      Veri kaynaklarının sürekli izlenmesi ve içgörüler ortaya konması

Raporu indirmek için tıklayınız

İnfografik

Faydalı buldunuz mu?