Basın Bültenleri

Güçlü büyümeyi sürdürebilmek şimdilik zor görünüyor

Deloitte Türkiye’nin yayımladığı, Ekonomik Görünüm Raporu’na göre küresel ekonomide uzun zaman sonra güçlü ve genele yayılmış bir büyüme görünümüne sahip olsak da, henüz rehavete kapılmak için erken. Türkiye tarafında ise güçlü büyüme trendinin sürdürülebilmesi, özellikle de cari açık ve enflasyon gibi kırılganlıklarımızı azaltmamız söz konusuyken, oldukça zor görünüyor…

Deloitte Türkiye Ekonomi Danışmanı Dr. Murat Üçer tarafından hazırlanan ‘Ekonomik Görünüm Raporu’ yayımlandı. Rapora göre küresel ekonomide 2016 yılının ikinci yarısı itibarıyla başlayan toparlanma sürüyor, ancak uzun vadeli büyüme dinamikleri halen zayıf ve kısa vadede riskler aşağı yönlü. Türkiye ekonomisi ise yılın ilk yarısında devreye sokulan kuvvetli mali ve parasal teşvikler ile net ihracattaki iyileşme sonucu geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla %5,1’lik büyüme yakaladı, üçüncü çeyrekte de bu güçlü seyri koruması ve %7 civarında bir büyümeye ulaşması öngörülüyor. Ancak rapora göre önümüzdeki dönemin temel soruları bu yüksek büyüme oranlarının sürdürülüp sürdürülemeyeceği ve sürdürülmesi durumunda ise enflasyon ve cari açık gibi artık yakından bilinen kırılganlıklarımızın nasıl seyredeceği.

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Deloitte Türkiye Stratejik Planlama, İş Geliştirme ve Pazarlama Lideri Hasan Kılıç: “Yılın ilk yarısında Türkiye ekonomisi kredi teşviklerinin ve ihracat tarafındaki olumlu gelişmelerin etkisi ile güçlü bir büyüme sergiledi. Üçüncü çeyrekte de benzer, güzel bir tablo görmeyi umut ediyoruz. Ancak tüm bu olumlu görünüme rağmen bazı teşviklerin yılın son çeyreğine doğru vadesini tamamlayacak olması büyüme görünümü açısından risk oluşturabilir. Bu açıdan hükümetin yeni açıklanan Orta Vadeli Program’daki önlemlerinin etkilerini yakından takip etmek gerekiyor” dedi.

Küresel ekonomide toparlanma ivmesi artarak devam ediyor, ancak aşağı yönlü riskler belirgin

Dünya ekonomisinde 2016 ikinci yarısı itibariyle başlayan toparlanma ivmesinin arttığını ortaya koyan rapor, uzun zaman sonra güçlü ve genele yayılı bir büyüme evresini gündemine alıyor. 2015 yılında %3,4 olarak gerçekleşen büyümenin bu yılı %3,5, 2019’u ise %3,7 ile kapatması öngörülüyor ki bu öngörü gerçekleşirse 2011 sonrası en yüksek küresel büyümenin görüleceği anlamına geliyor. Aynı şekilde korku endeksi olarak bilinen VIX de 90’lardan bu yana tarihinin en düşük seviyelerinde seyrediyor.

Küresel ekonomideki en önemli risk başlıklarından biri, büyük merkez bankalarının parasal normalleşmeye geçerken finansal volatilitenin artması ve finansal koşullarda beklenenden daha hızlı bir sıkılaşma olması. Ayrıca finansal piyasalar şu ana kadar birkaç örnek dışında çok büyük bir tepki göstermese de yaşanabilecek belirsizlikler, siyasal ve jeopolitik krizler her zaman olduğu gibi küresel ekonomi için önemli bir risk oluşturmaya devam ediyor.

Euro Bölgesi’nde büyüme gözle görünür şekilde hızlandı, seçim belirsizlikleri büyük oranda geride kaldı, ancak popülizm tehlikesi tam olarak ortadan kalkmış değil, bunun yanı sıra zayıf bankacılık sistemi başta olmak üzere birçok önemli risk varlığını koruyor.

ABD’de büyümeyi hızlandıracak politikalarda Trump hayal kırıklığı yaratsa da Japonya’da da büyüme beklentilerin üzerinde seyretti. Çin’de büyüme yılın ilk yarısında hızlanırken, Brezilya ve Rusya, 2015 ve 2016’da yaşanan daralmaları nihayet geride bırakarak yılı büyüme ile kapatacak.

 

Büyümenin tekrarı zor görünüyor…

Türkiye, ilk çeyrekte olduğu gibi yılın ikinci çeyreğinde de yine görece yüksek bir büyüme göstererek, bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,1’lik büyüme kaydetti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veriler de ikinci çeyrekte ekonomik aktivitenin önceki çeyreğe oranla %2,1’lik hatırı sayılır bir hızlanma kaydettiğini gösteriyor.

Raporda öne çıkan bir diğer husus ise yatırımlardaki yıllık %9,5’lik artış... Bu durum, Türkiye genelindeki %5,1’lik büyümenin 2,9 puan ile yarısından fazlasının yatırımlar kanalı ile sağlandığı anlamına geliyor. Bu yatırımların büyük bir kısmını inşaat yatırımları (%25’lik büyüme) oluştururken, büyümenin sürdürülebilirliği açısından daha çok tercih edilen makine ve teçhizat yatırımı harcamalarının geçtiğimiz dönemde olduğu gibi daralma kaydettiği ortaya çıkıyor. İkinci çeyrekte büyümeyi destekleyen bir diğer kalem ise ihracat… İhracattaki yıllık %10,5’lik artışa karşın ithalat artışı %2,3 ile sınırlı kaldı. Sanayi sektörü, yıl bazında değerlendirildiğinde, %6,3’lük artış ile ilk çeyrekteki ivmesini yüksek oranda korurken, hizmet sektörü istikrarlı büyümesini %5,7 ile dengeledi; tarım ise %4,7 ile dikkate değer bir yükselme kaydetti.

Mevcut veriler ve araştırmalar, –geçen yılın aynı dönemindeki daralma da göz önüne alındığında-- güçlü büyümenin üçüncü çeyrekte de devam edeceğini gösteriyor. Ancak yılın sonuna doğru ve önümüzdeki yıl büyümede ciddi bir ivme kaybı gündeme gelebilir. Bunun en temel nedenlerinden biri kredi genişleme hızındaki yavaşlama…  Bankaların kredi kaynağı yaratmada yaşadıkları sıkıntı ve verimlilik tarafında süregelen zayıf seyrin de bu yavaşlama da rol oynayacağı öngörülüyor… İhracattaki olumlu seyrin de önümüzdeki dönemde devam etmesi zor görünüyor. Nitekim geçtiğimiz dönemlere bakıldığında ihracatın ithalatın üstünde seyrederek ekonomik büyümeye katkı sağladığı örneklerin çok da uzun soluklu olmadığını görüyoruz… Tüm bu değerlendirmeler ve geçtiğimiz dönemden bu yana devam eden teşvik ve vergi indirimlerinin yılın dördüncü çeyreğinde sonlanacağı göz önüne alındığında, büyümede bir yavaşlama en olası senaryo.

Bu açıdan hükümetin 2019 seçimlerine giderken alacağı önlemler yakından takip edilecek, ancak reformlarda anlamlı bir hızlanma olmadığı sürece ve/veya küresel koşulların büyük merkez bankalarının normalleşme adımları sonucu daha az destekleyici konuma gelmesi durumunda bu büyüme oranlarını sürdürmek, özellikle de cari açık ve enflasyon gibi kırılganlıklarımız ile birlikte düşünüldüğünde oldukça zor olacak gibi görünüyor.

Deloitte’un ‘Ekonomik Görünüm Raporu’na buradan ulaşabilirsiniz.

Deloitte hakkında

Deloitte; İngiltere mevzuatına göre kurulmuş olan Deloitte Touche Tohmatsu Limited (“DTTL”) şirketini, üye firma ağındaki şirketlerden ve ilişkili tüzel kişiliklerden bir veya birden fazlasını ifade etmektedir. DTTL ve her bir üye firma ayrı ve bağımsız birer tüzel kişiliklerdir. DTTL (“Deloitte Global” olarak da anılmaktadır) müşterilere hizmet sunmamaktadır. DTTL ve üye firmalarının yasal yapısının detaylı açıklaması www.deloitte.com/about adresinde yer almaktadır.

Deloitte, denetim, vergi, danışmanlık ve kurumsal finansman alanlarında, birçok farklı endüstride faaliyet gösteren özel ve kamu sektörü müşterilerine hizmet sunmaktadır. Dünya çapında farklı bölgelerde 150’den fazla ülkede yer alan global üye firma ağı ile Deloitte, müşterilerinin iş dünyasında karşılaştıkları zorlukları aşmalarına destek olmak ve başarılarına katkıda bulunmak amacıyla dünya standartlarında yüksek kaliteli hizmetler sunmaktadır. Deloitte, 200.000’i aşan uzman kadrosu ile kendini mükemmelliğin standardı olmaya adamıştır.

Faydalı buldunuz mu?