Görüşler

Deloitte Avrupa CFO Araştırması: 

Türk CFO’lar Avrupalı meslektaşlarına göre geleceğe olumlu bakıyor

Deloitte tarafından 17 ülkede 1500 CFO’nun katılımı ile gerçekleştirilen Avrupa CFO Araştırması’na göre, Türk CFO’lar zor dönemlerden geçilmesine rağmen finansal açıdan mevcut durumun muhafaza edileceğini veya daha iyileşeceğini düşünüyor.

2016 birinci çeyrek sonuçları açıklanan Avrupa CFO Araştırması’na göre, genel olarak geleceğe dönük finansal beklentiler anlamında, Türkiye’deki şirketlerin CFO’ları, Avrupa’daki birçok meslektaşına göre daha olumlu bir tablo çiziyor. Zor dönemlerden geçildiği bir ortama rağmen CFO’ların dörtte üçü finansal açıdan mevcut durumun muhafaza edileceğini veya daha iyileşeceğini düşünüyor.

CFO’lar arasında en iyimser görüş belirtenler ekonomileri %4,5 büyüme oranını da aşan İsveçli CFO’lar iken, petrol gelirlerine bağımlı olan komşuları Norveçli CFO’lar beklenti açısından katılımcılar arasında en kötümser resmi ortaya koyuyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip olan ve Türkiye’nin önemli ticaret ortağı Almanya’daki CFO’lar ise, geleceğe dönük herhangi bir değişim öngörmüyorlar.

Önlerindeki 12 aya baktıklarında Türkiye’deki şirketlerin CFO’larının büyük bir kısmı (%71) gelirlerinin artacağını düşünüyor. Bu anlamda, Türk şirketleri kârlılık özelinde de oldukça iyimser bir tablo çiziyorlar. CFO'ların kârlılık artışı beklentileri konusunda Türkiye, İtalya ve İsveç’i takip ederek en iyimser 3 ülke arasında yer alıyor.

 

Deloitte Avrupa CFO Araştırması

Türk CFO’ları ihtiyatı elden bırakmıyor: CFO’ların risk iştahı oldukça düşük

Türkiye’den ankete katılan CFO’ların %67 gibi önemli bir kısmı “yüksek düzeyde” finansal ve ekonomik belirsizlik olduğunu düşünüyor. Alman ve İngiliz meslektaşları bu konuda en karamsar CFO’lar; belirsizliği en düşük görenler ise Norveçliler. Belirsizliklerin de etkisi ile tüm CFO’lar içerisinde risk iştahı en düşük CFO’lar Türkler… Yanıtlara göre Türk CFO’ların 94’ü mevcut dönemi daha fazla risk almak için uygun bulmuyor. Jeopolitik riskler ve önde gelen ihracat pazarlarındaki talep daralması başlıca tetikleyiciler olarak öne çıkıyor. Geleceğe dönük iyimser bakış açısına sahip olsalar da, kısa vadede ihtiyatı elden bırakmıyorlar.

“Jeopolitik Risk”i ilk sıraya koyan sadece Türk ve Alman CFO’lar

Önümüzdeki dönemde en kritik riskleri sıralamaları istenen Türk CFO’lar jeopolitik riski ilk sıraya koyuyor. Risk unsuru olarak ikinci sırada ise ‘TL’deki dalgalanmalar’ geliyor. Anketin gerçekleştirildiği 2016 Şubat ayından Mayıs ayına kadar geçen dönemde Türk Lirası’nın Dolar ve Euro karşısında sergilediği sert iniş ve çıkışlar, finansal risklerin yönetimi adına CFO’ların sürekli tetikte olmalarını kaçınılmaz kılıyor. Türk CFO’lar özellikle tahsilatlarda yaşanan zorluklar nedeniyle ‘nakit akışında kötüye gidiş’i riskler sıralamasında üçüncü sıraya koyuyorlar.

Stratejik öncelikler: Az da olsa frene mi basıyoruz?

Araştırmaya göre, Türk şirketleri için birincil öncelik maliyetleri dizginlemek olarak görünüyor, bu da şirketlerde yakın zamanda tasarruf amaçlı çalışmalara ağırlık verilebileceğine işaret ediyor. Büyümenin ise öncelikle organik şekilde gerçekleşmesi bekleniyor. Yeni pazarlara giriş halen hedefler arasında yer alırken, önceki yıllara göre buradaki iştahın bir miktar azalması bekleniyor.

Şirketler kredi kullanımına pek sıcak bakmıyorlar…

Türk CFO’lar Rus CFO’lar ile birlikte, diğer Avrupalı meslektaşları ile kıyaslandığında banka kredisi kullanımına en az sıcak bakanlar arasında yer alıyor (Olumlu bakanlar: %38, olumsuz bakanlar: %35). Faiz oranlarındaki indirim ve dövizdeki aşağı yönlü hareketlerin, özellikle yatırım amaçlı banka kredilerine olan talebi artırıp artırmayacağı ise takip edilmesi gereken bir konu olarak ortaya çıkıyor. Diğer yandan, Türk CFO’ları yakın zamanda tahvil ihracı gibi farklı finansman araçlarına da olumlu bakmıyorlar. 

Faydalı buldunuz mu?