Görüşler
Ekonomik Görünüm
Büyüme sürdürülebilecek mi?
Deloitte Türkiye’nin yayımladığı, Ekonomik Görünüm Raporu’na göre küresel ekonomide uzun zaman sonra güçlü ve genele yayılmış bir büyüme görünümüne sahip olsak da, henüz rehavete kapılmak için erken. Türkiye tarafında ise güçlü büyüme trendinin sürdürülebilmesi, özellikle de cari açık ve enflasyon gibi kırılganlıklarımızı azaltmamız söz konusuyken, oldukça zor görünüyor…
Deloitte Türkiye ‘Ekonomik Görünüm raporuna göre küresel ekonomide 2016 yılının ikinci yarısı itibarıyla başlayan toparlanma sürüyor, ancak uzun vadeli büyüme dinamikleri halen zayıf ve kısa vadede riskler aşağı yönlü. Küresel ekonomideki en önemli risk başlıklarından biri, büyük merkez bankalarının parasal normalleşmeye geçerken finansal volatilitenin artması ve finansal koşullarda beklenenden daha hızlı bir sıkılaşma olması.
Türkiye ekonomisi ise yılın ilk yarısında devreye sokulan kuvvetli mali ve parasal teşvikler ile net ihracattaki iyileşme sonucu geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla %5,1’lik büyüme yakaladı, üçüncü çeyrekte de bu güçlü seyri koruması ve %7 civarında bir büyümeye ulaşması öngörülüyor. Ancak rapora göre önümüzdeki dönemin temel soruları bu yüksek büyüme oranlarının sürdürülüp sürdürülemeyeceği ve sürdürülmesi durumunda ise enflasyon ve cari açık gibi artık yakından bilinen kırılganlıklarımızın nasıl seyredeceği.
Raporda öne çıkan bir diğer husus ise yatırımlardaki yıllık %9,5’lik artış... Bu durum, Türkiye genelindeki %5,1’lik büyümenin 2,9 puan ile yarısından fazlasının yatırımlar kanalı ile sağlandığı anlamına geliyor. Bu yatırımların büyük bir kısmını inşaat yatırımları (%25’lik büyüme) oluştururken, büyümenin sürdürülebilirliği açısından daha çok tercih edilen makine ve teçhizat yatırımı harcamalarının geçtiğimiz dönemde olduğu gibi daralma kaydettiği ortaya çıkıyor. İkinci çeyrekte büyümeyi destekleyen bir diğer kalem ise ihracat… İhracattaki yıllık %10,5’lik artışa karşın ithalat artışı %2,3 ile sınırlı kaldı. Sanayi sektörü, yıl bazında değerlendirildiğinde, %6,3’lük artış ile ilk çeyrekteki ivmesini yüksek oranda korurken, hizmet sektörü istikrarlı büyümesini %5,7 ile dengeledi; tarım ise %4,7 ile dikkate değer bir yükselme kaydetti.
Mevcut veriler ve araştırmalar, –geçen yılın aynı dönemindeki daralma da göz önüne alındığında-- güçlü büyümenin üçüncü çeyrekte de devam edeceğini gösteriyor. Ancak yılın sonuna doğru ve önümüzdeki yıl büyümede ciddi bir ivme kaybı gündeme gelebilir. Geçtiğimiz dönemden bu yana devam eden teşvik ve vergi indirimlerinin yılın dördüncü çeyreğinde sonlanacağı da göz önüne alındığında, büyümede bir yavaşlama en olası senaryo.