Görüşler

Bankacılıkta yasal düzenlemeler ile ilgili en önemli trendler 2015 

2014 yılında bankalar Dodd-Frank yasası etkisiyle başlayan yeni bir yasal düzenleme dalgasını ve ekonomik durgunluğun yarattığı etkileri anlamak için çaba sarf ettiler. 2015’e girerken ise bankaların odakları daha zorlu bir iş olan uygulama ve uyum sağlamaya kaymakta.

2015 için bankacılıktaki yasal düzenlemelerle ilgili trendleri, zorlukları ve fırsatları keşfedin

 

2014 yılında bankalar Dodd-Frank yasası etkisiyle başlayan yeni bir yasal düzenleme dalgasını ve ekonomik durgunluğun yarattığı etkileri anlamak için çaba sarf ettiler. 2015’e girerken ise bankaların odakları daha zorlu bir iş olan uygulama ve uyum sağlamaya kaymakta. Artık, daha az yeni yasal düzenleme yürürlüğe giriyor ve çoğunlukla mevcut düzenlemeleri netleştirmek veya detaylandırmak amacını taşıyor. Buna ek olarak, yasal düzenlemeler tartışılırken para cezaları ile sonuçlanan etik ve kültür konuları çok sık gündeme geliyor ve bunlara yol açan kurumsal kültürle ilgili soruları akla getiriyor. Bu raporda, bankaların trendler doğrultusunda artan düzenlemelerle ilgili beklentileri yerine getirebilmek için atabilecekleri adımlara yer verilmektedir.

Bankacılıkta kurumların 2015’te odaklanması gereken en önemli trendler

1.    Yönetişim ve Risk Yönetimi

Federal Rezerv Kurulu (FRB) ve ABD Bankacılık Denetim Otoritesi (OCC) tarafından konulan resmi beklentileri karşılayabilmek için bankalar, yönetim ve kurumsal risk yönetimi standartlarını yükseltmelidir. Risk yönetimi çerçevelerinin kapsamlı bir değerlendirmesi, bankanın mevcut yapısını ve süreçlerini yasal düzenleme standartları ile kıyaslayarak iyi tanımlanmış bir iyileştirme planı geliştirilmesini sağlayacaktır.

 

2.    Tüketicinin Korunması

Tüketicinin Finansal Haklarını Koruma Ofisi (CFPB), gözettiği konuları banka dışı konut finansmanı, özel eğitim ve payday (nakit avans) gibi banka dışı aktiviteleri de kapsayacak şekilde genişletiyor. Bankalar Uyumluluk Yönetim Sistemleri konusunda bilgi sahibi olsa da, müşteri bazlı veri analitiğini de kapsayacak şekilde ürün bazlı müşteri verilerinin toplanması ve raporlanması çoğu kurum için büyük bir zorluk olarak görülüyor. Uyumluluk Yönetim Sistemlerini daha iyi yönetebilmek için firmalar uyumluluk altyapılarını iyileştirmeyi düşünüp değerlendirmeli.

 

3.    Satıcı Riski

Düzenleyiciler, bankaların üçüncü taraf sağlayıcılarının yönetimi ile ilgili risklere dikkat çekmeye devam ediyor ve tüketiciyi koruma kurallarının ihlallerine örnek verirken satıcı yönetiminin zayıflığı belirtiliyor. Bunun sonucunda çoğu bankadaki risk, uyum ve denetim programlarının, tüketiciyi koruma kuralları ve satıcı bilgisi güvenlik gereksinimleri doğrultusunda, düzenlemelere uyuma daha fazla yoğunlaşması gerektiği belirtiliyor.

 

4.    Çözümleme Planlaması

Global bankaların esnekliğini artırmak için önemli çalışmalar yapılmaya devam edilmekte olup bu konuyla ilgili çeşitli kurallar yakında son halini alacak (örneğin GLAC, TILAC). 

 

5.    Volcker Kuralı

Volcker kuralı yazıldıktan sonra, çoğu bankanın 21 Temmuz 2015 itibariyle uyumluluk şartlarını desteklemeleri gerekecektir. Ancak zamanlama ve şartların kendisinde değişim söz konusu olabilir. Volcker kuralının bankalar üzerindeki etkisi varlık büyüklüğüne göre değişmekte, fakat bu kural esasen firmaların uyumluluk izleme yetkinliklerini ve sofistike veri analizi araçları geliştirmelerini gerektirecektir.

 

6.    Veri Kalitesi

Etkin kurumsal risk ve performans verisi raporlama, veri toplama ve veri yönetimi; resmi yönlendirme ve nihai kurallar çerçevesinde zorunlu olduğundan, düzenleyiciler banka yönetiminin kurum çapında veri toplayıp analiz edebilmesini bekleyecektir.

 

7.    Kredi Kalitesi Konusunda Kaygılar

Bankaların kar marjlarını iyileştirmek, gelirlerini artırmak ve mevcut durumda daha yüksek miktarda elde tutma zorunlulukları olan öz sermaye getirisini artırmak için baskı altında olması sonucu bankalar kredi tahsis standartlarını gevşetmeye başlamıştır. Bunun sonucunda düzenleyici otoriteler, bankalara tüm banka çapında maruz kalınan kredi risklerini toplu değerlendirme yetkinliklerini artırmaları için baskı yapmaya başlamış ve kaldıraçlı kredi gittikçe daha fazla odak noktası haline gelmiştir. Düzenleyici otoriteler bankaların kredi risklerinin bilançoları üzerindeki etkisini tam olarak kavramalarını beklemektedir.

 

8.    Artan Siber Tehditler

Finansal hizmet sektöründe siber saldırıların büyüklüğü ve sayısı katlanarak artıyor. Bunun sonucunda bankaların da bununla paralel olarak bu risklerden korunmak için yatırım yapması gerekiyor. Yönetişim ve hesap verebilirlik yapısı değiştirilmeli; önceden sadece bir bilgi teknolojileri sorunu olan durum şimdi iş, operasyonlar, teknoloji, hukuk, iletişim ve bunun gibi birçok alana genişliyor. “KYC” (müşterini tanı) etiği hala güçlü fakat “satıcını bil”, “çalışanını bil” ve “verini bil” kavramları da müşterini tanı programlarının yanında önem taşıyor.

 

9.    Likidite Rezerv Gereksinimleri

Likidite Karşılama Oranı (LCR) kuralının son hali, şirketlerin 30 günlük süredeki net nakit çıkışlarını karşılayabilmek için yeterli derecede ve yüksek kaliteli likit varlık (HQLA) sahibi olmalarını gerektiriyor. Bu kural, yüksek kaliteli likit varlıkların nelerden oluştuğunu belirterek likiditenin standart tanımını ortaya koyduğu için çok önemli. Çoğu şirket yeni, günlük likit varlık hesaplamalarını operasyonel açıdan zor buluyor. Kurumlar şartları karşılayabilmek için iyileştirmelere gidebilirler.

 

10.  Kara para aklamayı önleme

Hükümet, sektörün müşterilerini tanıma yetkinliği ile ve kendisinin de kötü amaçlı faaliyetleri bulup yaptırım uygulama kabiliyeti ile ilgili beklentileri yükseltmeye devam ediyor. Hem yazılı olarak hem uygulamada kanuna uymak zor bir görev ve beklentiler artmaya devam ediyor.

 

Geleceğe bakış: Bankacılıkta yasal düzenlemeler ile ilgili en önemli trendler 2015
Faydalı buldunuz mu?