Görüşler
Leasing Sektörü: Sürdürülebilir Büyüme Yolunda Adımlar
2015 yılında açıklanan verilere göre, 884 milyar dolar büyüklüğe ulaşan küresel leasing sektöründe pazarda ilk üçü sırasıyla Kuzey Amerika, Avrupa ve Çin’in etkisiyle Asya oluşturmaktadır. Türkiye ise yaklaşık 7,6 milyar dolar işlem hacmine sahip.
2015 yılında açıklanan verilere göre, küresel leasing sektörü 2013 yılında 884 milyar dolar büyüklüğe ulaşmıştır. Pazarda ilk üçü, sırasıyla (335,1 milyar dolar işlem hacmi ile) Kuzey Amerika (333,6 milyar dolar işlem hacmi ile) Avrupa ve Çin’in etkisiyle (177,3 milyar dolar işlem hacmi ile) Asya oluşturuyor. Türkiye ise 2014 yılı itibariyle yaklaşık 7,6 milyar dolar işlem hacmine sahip durumda.
Leasing işlem hacminin milli gelire oranına bakıldığında, 2013 yılında Türkiye 0,63 penetrasyon oranı ile dünyadaki ilk 50 ülke sıralamasında 41. sırada geliyor ve sektörün mevcut potansiyelinin altında olduğu görülüyor.
Türkiye’de şu anda 31 şirketin yaklaşık 50 bin müşteriye yaklaşık 1500 çalışanla hizmet verdiği leasing sektöründe büyüklük olarak ilk 10 şirketin tamamını banka iştiraki oluşturması bankacılık ve leasing faaliyetlerinin diğer ülkelere oranla daha paralel yürümesine yol açmaktadır. Raporda, 2007 yılından önce kredi piyasalarındaki büyümeye paralel bir ivme yakalayan leasing sektörünün küresel kriz sonrasında, vergi düzenlemelerinin de etkisiyle aynı başarıyı tekrarlayamadığı belirtilmektedir.
Türkiye’de 2013’ten itibaren yeniden bir ivme yakalayan leasing sektörü işlem hacminin 2014 – 2018 arasında yaklaşık 2 kat büyüyerek 33 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Aynı zaman diliminde aktif büyüklüğünün 64 milyar TL, net kira alacağının ise 41 milyar TL olması öngörülüyor.
Dünyada leasingi en çok tercih eden sektörler incelendiğinde imalat, tarım, kamu, madencilik, inşaat, sağlık hizmetleri gibi geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bir şirket portföyüyle karşılaşılıyor. Türkiye’de inşaat sektörü ve gayrimenkul leasing faaliyetlerinin yarısını oluşturmaktadır. Leasing sektörünün katkısının inşaat gibi ekonomik konjonktürle beraber hareket eden sektörlerle sınırlı kalmaması ve sürdürülebilir büyüme için stratejik önem taşıyan sektörlerde de kullanılması, finansmana erişimin ve sermaye yatırımlarının zorlaşmasının beklendiği 2015 ve sonrası için de önem taşımaktadır.
Raporda, Türkiye’de leasing sektörünün daha geniş bir işlem hacmine ulaşmasının özellikle büyüme potansiyeli yüksek KOBİ’ler ve rekabet gücü yüksek sektörler üzerinde olumlu bir etki yaratacağı belirtilmektedir.