Analizler

2021 Y ve Z Kuşakları Araştırması

Sorumluluk ve harekete geçme çağrısı

COVID-19 salgını etkisi ile dünyanın bir çok açıdan karşı karşıya kaldığı belirsizlik ortamı, Y ve Z kuşağının sorumluluk konusundaki bilincini arttırdı. Y ve Z kuşağı kendilerini siyasal belirsizlikler, sınıfsal ve ırksal ayrımcılık ve iklim olayları nedeniyle sorumlu hissediyorlar. Bu kuşağın üyeleri uzun zamandır toplumsal değişim için birşeyler yapılabileceğini savunuyor ve artık bunun için dünyanın önemli bir noktada olduğunu düşünüyor. Daha eşitlikçi ve sürdürülebilir bir dünyayla sonuçlanacak değişimi yönlendirmek için sorumluluğun kendilerinde olduğunu düşünüyor ve üzerlerine düşen görevi yapmak istiyorlar.

Deloitte'un 2021 Y ve Z Kuşağı Araştırması 10. yılında katılımcıların enerjilerini, siyasi katılımı artırmak, harcamaları ve kariyer seçimlerini değerleriyle uyumlu hale getirmek ve kendileri için önemli olan toplumsal konularda değişimi yönlendirmek gibi anlamlı eylemlere kanalize ettiğini ortaya koyuyor. Bunun yanında  önceki yıllarda da olduğu gibi bu nesillerin işletmeler ve hükümetlerden de beklentileri bulunuyor ve otoritelerden daha fazlasını yapmalarını bekliyorlar.

Çevre en önemli sorun olmaya devam ediyor

İklim değişikliği ve çevreyi korumak her zaman Y kuşağının endişesiydi. Bu sene pandemi koşullarında şaşırtıcı olmayan bir şekilde gelir eşitsizliği ve işsizlik korkuları Y kuşağı için kişisel kaygılar listesinin başında yer aldı. Bu kaygılarının hemen ardından yine çevre sorunlarına odaklanmaya devam ettiler. Z kuşağı için de işsizlik ve gelir eşitsizliği aynı Y kuşağında olduğu gibi öncelikli kaygılar olarak öne çıkıyor.

Türkiye’den ankete katılanların bir kısmı (Y kuşağının %37'si ve Z kuşağının %33’ü) salgından sonra daha fazla insanın çevre ve iklim konularında harekete geçmeye istekli olacağına inanıyor. Bu adımlar, geri dönüşümden toplu taşıma kullanımının artırılmasına, yeme ve alışveriş alışkanlıklarını değiştirmeye kadar bir çok konuyu içerebiliyor. Bunun yanında global katılımcıların tümü değerlendirildiğinde katılımcıların dörtte birinden fazlası, işletmelerin çevre üzerindeki etkisinin (hem olumlu hem de olumsuz) satın alma kararlarını etkilediğini söylüyor.

Pandeminin de etkisiyle işyerlerinde stres ve kaygı yaygın olsa da Y ve Z kuşağı işverenlerin zihinsel sağlığı destekleme çabalarını yetersiz buluyor

COVID-19 salgını toplumun stres algısını daha da ön plana çıkardı. Araştırma sonuçlarına göre global olarak Y kuşağının %41'i ve Z kuşağının % 46'sı çoğu zaman stresli hissediyor. Türkiye’deki katılımcılar için ise sırasıyla %51 ve %65 olan bu oranlar global ortalamanın daha üstünde seyrediyor. Stres sebeplerinin başlıcaları ise finansal durum, aile refahı ve iş olanakları olarak ortaya çıkıyor.

Bunun yanında pandemi etkisiyle stres seviyesi artan ve bu sebeple izin alma ihtiyacı hisseden katılımcıların %58’i izin alma sebeplerini, ruh sağlıklarıyla igili karşılaşabileceklerini düşündükleri ön yargılar sebebiyle yöneticilerine açıkça ifade edemediklerini belirtiyor.

Ayrıca global katılımcılardan “işverenim bu süre boyunca zihinsel sağlığımı destekleyecek adımlar attı” diyenlerin oranı Y kuşağı ve Z kuşağı için %38 oranında olurken Türkiye’de bu oran %43 olmuştur. Bununla beraber Y ve Z kuşağının ortalama %38’i pandemi sonrası için işverenlerinin çalışanların ruhsal ve fiziksel sağlıklarını destekleyecek politikalar oluşturduğuna inanıyor.

Pandemi, ekonomik eşitsizlik konusundaki endişeleri artırıyor

COVID-19 salgını, Y ve Z kuşağının finansal gelecekleri konusundaki belirsizliği artırdı. Türkiye’deki katılımcıların neredeyse %60’ı finansal gelecekleriyle ilgili "sık sık endişelendiklerini veya strese girdiklerini" söylüyor. Ayrıca ankete katılanlar salgının finansal hedeflerini yeniden değerlendirmelerine ve değiştirmelerine de neden olduğunu belirtiyorlar.

Global olarak bakıldığında ise gelecekle ilgili Y kuşağı katılımcıların sadece %36'sı ve Z kuşağı katılımcıların %40'ı kişisel finansal durumlarının 2022'ye kadar iyileşeceğine inanıyor.

Kuşakların kişisel finansal kaygıların artmasının yanında daha büyük bir toplumsal mesele olarak gördükleri ekonomik eşitsizlik konusunun diğer bir endişeleri olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’den Y kuşağı katılımcıların %83 gibi büyük bir kısmı ve Z kuşağının da %76’sı gelirin toplum genelinde eşit olmayan bir şekilde dağıldığını düşünüyor.

Pek çok kişi değişimi sağlamak için hükümetin destek ve reformlarına ihtiyaç duyulabileceğine inanıyor. Türkiye’den Y kuşağı katılımcıların %36’sı ve Z kuşağı katılımcıların %28’i “gelir eşitsizliğini dile getiren/azaltacak politikalar uygulayan siyasetçilere oy verdim/onları destekledim” şeklinde görüş bildirdi. Anketin global sonuçlarına bakıldığında katılımcıların yaklaşık %60'ı, üst düzey yöneticilerle ortalama çalışanlar arasındaki gelir farkını sınırlamaya yönelik yasanın ve asgari ücret ile ilgili yasanın önemli ölçüde yardımcı olacağını söylüyor.

İş dünyasının etkisine ilişkin kuşakların görüşleri

Son birkaç yılki global sonuçlara bakıldığında Y kuşağından “iş dünyasının toplum üzerinde çok veya oldukça pozitif bir etkisi olduğunu düşünüyorum” şeklinde görüş belirten katılımcıların azaldığı görülüyor. Bu rakam bu sene ilk kez %50'nin altına düşerken 2017'den bu yana ise neredeyse 30 puan azaldı. Türkiye’deki katılımcılar için ise geçen sene bu oran %43 iken bu sene altı puan gerileyerek %37 olmuştur.

İş sadakati ile ilgili global katılımcı görüşleri incelendiğinde her iki kuşak katılımcıları da iki yıl içerisinde mevcut işlerinden ayrılmak ve değiştirmek istediklerini belirtiyor. 2021’in oranları %36 ve %53 olurken, 2020 ile karşılaştırıldığında oranların az da olsa artmış olduğu görülüyor (sırasıyla %31 ve %50). 

Metodoloji

2021 raporu, Kuzey Amerika, Latin Amerika, Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya Pasifik'te 45 ülkeden 14.655 Y kuşağı ve 8.273 Z kuşağı (toplam 22.928) katılımcının değerlendirmeleriyle gerçekleşmiştir. Anket, bireysel katılım ile çevrimiçi olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmalar 8 Ocak-18 Şubat 2021 tarihleri arasında tamamlanmıştır.

Bu yılki rapor, Deloitte Global'in Y ve Z kuşaklarını ilk kez aynı anda değerlendirdiği bir çalışma olmuştur. Geçen yıl, Z kuşağı sadece 20 ülkede ankete dahil olurken bu sene Z kuşağının katılımı yayılmıştır ve önümüzdeki senelerde karşılaştırmalı sonuçlar için bir zemin hazırlanmıştır.

Çalışmaya dahil edilen Y kuşağı 1983- 1994 yılları arasında ve Z kuşağı 1995 -2003 yılları arasında doğanları kapsamaktadır.

Rapor, büyük kuruluşlarda yönetici pozisyonunda olanlardan, kısa süreli kontratlı çalışanlara, ücretsiz gönüllü çalışanlara ve işsiz olanlara kadar geniş bir yelpazede katılımcı grubunu temsil etmektedir. Ek olarak, Z kuşağı grubu, öğrenimlerini yeni tamamlamış ve hala devam etmekte olan, mesleki eğitimlerini tamamlamış veya tamamlamayı planlayan katılımcıları içermektedir. 

Faydalı buldunuz mu?