Görüşler

İnovasyon Makaleleri

Hakan Erten, Deloitte Türkiye İnovasyon Lideri

Türkiye’den Silikon Vadisi’ne uzanan inovasyon köprüsü

Uzun zamandır düşünüyordum, “Silikon Vadisi’ni bu kadar özel yapan nedir?” diye. Yenilikçi fikirlere sahip teknoloji girişimlerinin aynı coğrafyada toplanmış olması ve her girişimcinin oraya gitmeyi hayal etmesi tesadüf olamazdı. Yaz kış, havasının güzel olması nedenlerden birisi olabilirdi belki ama bundan daha fazlası da olmalıydı. Apple, Google, Tesla, Facebook gibi devlerle birlikte, sadece kendi başına yaklaşık 3 trilyon dolarlık bir ekonomiye sahip olan bu bölgeyi, geçtiğimiz Temmuz ayında inovasyon gözüyle tekrar ziyaret ederek, bu sorumun cevabını bulmaya çalıştım.

Deloitte UP, kurumların inovasyon yolculuklarında ihtiyaç duydukları tüm bileşenleri içeren uçtan uca bir koçluk hizmeti sunuyor.

Yenilikçi fikirlere neden ihtiyacımız var? Uber, Airbnb, Spotify gibi  son birkaç yılda doğmuş markalar, köklü kurumların yıllara meydan okuyan iş modellerini yıkarak geliyor. 1 milyar dolar değere ulaşan Unicorn’ların sayısı her geçen yıl katlanarak artarken, S&P 500’deki kurumların ortalama ömürleri giderek kısalıyor. Kurumlar ve ürünler sadece bir sonraki yeni fikre kadar ayakta kalabiliyorlar. Diğer bir deyişle, yenilikçi ürünlerini kullanıcılara sunmaya devam edebildikleri ölçüde yaşamlarını sürdürebiliyorlar.

Krizi Fırsata Dönüştüren İnovasyon: “Varlık Paylaşım Modeli” 

Global ölçekte 2008 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrasında, “paylaşım ekonomisi” kavramı hayatımızda yoğun bir şekilde yer aldı ve özellikle son yıllarda büyük bir hız kazarak, yaşam tarzımızı değiştirmeye başladı. Artık “varlık edinme” yaklaşımı yerini “varlık paylaşımı” modeline bırakıyor. Ulaşımdan konaklamaya, büyük oyuncuların baskın olduğu pek çok endüstride dinamikler değişiyor. Peki bu dönüştürücü girişimlerin ortak özellikleri neler? İnovatif şirketler ve girişimciler için atılması gereken adımları birlikte değerlendirelim…

İnovasyon arayışında dalgalı seyir

Türkiye’de son yıllarda en çok konuşulan konulardan birisi “inovasyon”. Peki, Türkiye olarak “inovasyon”a ilgimiz ne zaman başladı? Neden başladı? İlgi hangi noktada zirveye ulaştı. İnovasyona ilginin arttığı dönemlerdeki nedenleri tespit edebilirsek, bunlardan ders çıkartmak ve bundan sonraki dönemlerde atılması gereken adımları belirlemek mümkün olacaktır. Çünkü önemli olan ilgiyi zirveye çıkarmak değil, zirvede tutmak ve bu ilgiyi somut sonuçlara dönüştürebilmektir…

İnovasyon stratejiniz hazır mı?

İnovasyon “yıkıcı” olmalıdır, ve “yıkıcı” fikirler, aslında kurumun kendisine karşı ortaya konan bir tehdittir.  Bu tehdidi bir fırsat olarak gören yöneticiler, bu dönüşümden başarıyla çıkacak olanlardır. Onlar “yıkıcı” fikirlere destek olur, böylece rakiplerden gelecek olan bir tehdidi, çok daha önceden kendi içinde tespit eder, ve hayata geçirerek, bu tehdidi rakiplerine karşı kullanır. Doğru oluşturulmuş bir inovasyon stratejisi işte bunu sağlar …

Faydalı buldunuz mu?