Görüşler
Teknoloji Trendleri 2016
Dijital çağda inovatif olmak
Farklı endüstriler, coğrafyalar ve büyüklükteki şirketlerde, günümüz CIO’larının bugünün gerçekliğinden geleceğe sorumluluk sahibi bir şekilde ilerleyerek, geleceği hayal etme, “olağan işleri” dönüştürme ve şirketlerinin her köşesinin yarınını şekillendirme fırsatı bulunuyor.
Deloitte’un yedinci yıllık Teknoloji Trendleri raporu gelecek 18-24 ay içerisinde iş dünyasını dönüştürmesi beklenen blockchain, artırılmış (sanal) gerçeklik, nesnelerin İnterneti ve teknoloji ile ilgili sosyal sorumluluk uygulamaları ve daha fazlasını da içeren sekiz trendi tanımlıyor.
Doğru hızda BT
Gelecek odaklı CIO’lar, yüksek momentumlu şirketlerin bilgi teknolojileri için iyi olan ancak bilgi teknolojileri alanında yüksek hızda inovasyon için pek de iyi olmayan geleneksel tek hızlı hizmet sunma modellerinin ötesine geçiyor. Dahası, spektrumun iki zıt ucunda da ihtiyaçları bulunan şirketler aradaki boşluğu kapamakta zorlanıyorlar. Süreçler, teknoloji ve bilgi teknolojilerine odaklı yatırımlar yaparak ve BT süreçlerini yeniden tasarlayacak yetenekler ile bu CIO’lar iki uç noktayı birbirine bağlayacak yetkinlikler yaratarak ihtiyaca uygun hızda hizmet sunumunu olanaklı kılıyorlar.
İş yerinde artırılmış ve sanal gerçeklik
Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik çözümlerinin piyasaya çıkması ile birlikte mobil teknolojilerin geleceği giyilebilir teknolojilere doğru kayıyor. Uzun zamandır bilim kurgu filmlerinin konusu olan sanal ve artırılmış gerçekliğin görünen potansiyeli, işlerin yapılma şeklini yeniden şekillendirebilen ya da müşteri deneyimlerini kökten değiştirebilecek yetkinliklere sahip şirketlerin elinde bulunuyor. Müşteri dünyası baskın artırılmış ve sanal gerçeklik oyuncularının çıkmasını beklerken, şirketler adaptasyon sürecini hızlandırıp işlerin yapılma şeklini kökten yeniden şekillendirme sürecini başlatabilirler.
Nesnelerin İnterneti: Hissetmekten yapmaya
Gelecek odaklı şirketler giderek artan bir şekilde, sensörlere, cihazlara ve akıllı araçlara yaptıkları nesnelerin interneti girişimlerinin odağını azaltarak, veri yönetimini, etkinlik organizasyonlarını ve BT sistemlerini ve süreçlerini geleneksel sınırların ötesine taşımak için cesur yaklaşımlar geliştirmeye odaklanıyor. Nesnelerin internetinin stratejik odağını bu şekilde değiştirerek – sadece algılama ve pasif raporlamadan gerçekten yapmaya – şirketler otomasyon, sinyal analizi, robot teknolojileri ve bu gibi diğer alanlarda yeni fırsatlar tespit ediyorlar.
Çekirdek sistemleri yeniden düşünmek
Şirketlerin müşteri yüzü, ara ve destek birimlerindeki çekirdek sistemler genellikle on yaşından daha yaşlı ve bu sistemler 1970’lerde finansal hizmetler sektörünün çalışmasını sağlayan özel sistemlerden, 1990’lardaki ERP’nin yeniden tasarlanması dalgasına kadar olan süreçteki her şeyi içeriyor. Bugün dijital inovasyona giden birçok yol “işin kalbi olan” bu uygulamalardan geçiyor. Bu nedenle şirketler, altyapılarını yeniden oluşturmak, modernizasyon ve yeniden canlandırmayı içinde barındıran, çekirdek sistemlerini yeniden düşünmek için yeni stratejiler geliştiriyor. Çevik, içgüdüsel ve duyarlı olabilmek için BT ayak izini temelden dönüştürmek bugünün iş ihtiyaçlarını karşılamanıza ve yarının temellerini atmanıza yardımcı olabilir.
Otonom platformlar
Bilgi teknolojileri yakında, kapasite, performans ve ölçek konusunda teknik limitleri olmayan kendi kendini yönetebilen bir hizmet sunucusuna dönüşebilir. “Bir kere kur, her yere yay” yaklaşımını benimseyerek yeniden donatılan BT iş gücü – sanallaştırılmış varlıkların, konteynırların, ileri yönetim ve izleme araçlarının üzerine kurulmuş mimarilerle çalışarak –iş yükünü zorlanmadan geleneksel tesisler, özel bulut platformları ve halka açık bulut hizmetleri arasında taşıyabilir.
Blockchain: Güvenin demokratikleştirilmesi
Güven iş dünyasının temel taşlarından biri. Ancak güveni sürdürebilmek – özellikle giderek dijitalleşen global bir ekonomide – pahalı, zaman alan ve bir çok durumda verimsiz bir uğraş. Bazı şirketler günümüzde kurumsal güveni sağlamak için gereken, prosedürel, organizasyonel ve teknolojik altyapıların yerine geçerli bir alternatif sunabilecek bitcoin’in omurgasını oluşturan blockchain’i araştırıyor. Bu konudaki araştırma faaliyetleri daha çok yeni olsa da, bu araştırmalardan sağlanan yarar oldukça değerli olabilir. Öncesinde İnternetin de yaptığı gibi Blockchain’in iletişim üzerinde – daha spesifik olmak gerekirse işlemler ve kontratlar üzerinde - nihayetinde iş dünyasının, devletin ve toplumun temel taşlarını dönüştürebilecek bir etkisi olabilir.
Endüstriyel analitik
Veri dijital dönüşümün temel parçalarından birini oluşturuyor. Ancak çok az sayıda şirket bilgiyi iç görüye dönüştürebilmek için gerekli özel yeteneklere, platformlara ve süreçlere yatırım yapmıştır. Bazı şirketler verinin gerçek potansiyelinden yaralanabilmek için yeni yönetişim yaklaşımlarını, çok katlı veri kullanımını, yönetim modellerini ve tekrarlanabilen sonuçlar ve ölçek elde edebilmek için inovatif hizmet sunum modellerini benimsiyor. Gerçekten de veri analizi konusuna stratejik bir disiplinmiş gibi yaklaşıyorlar ve endüstriyel analitiğe yatırım yapıyorlar.
Üssel büyüyen teknolojilerin sosyal etkileri
Stratejik tartışmalar giderek artan bir şekilde iş dünyasının nasıl dönüşeceğine ve yeni inovasyonlardan nasıl faydalanacağı konularına odaklansa da, şirketlerin, dönüştürücü teknolojilerin sorumlu bir şekilde kullanımı konusunda sahip oldukları rolün farkında olması oldukça önemli. Şirketlerin karşılaşacağı zorluk, dönüştürücü değişimi ve pozitif sosyal etkiyi sürdürmek için hem filantropik hem de ticari amaçlı modeller tasarlayacak yollar bulmak olacak. Üssel teknolojileri sosyal etki için kullanmak, yeni pazarlar yaratılmasına, bu teknolojilerin benimsenmesinin sağlanmasına, yetenekli insan kaynağını çekmeye ve elde tutmaya yardımcı olacaktır. Bunun ötesinde şirketler güvenlik, gizlilik, düzenleyici, uyum ve kalite gibi geleneksel risk endişelerinin ötesinde üssel büyüyen teknolojileri uygulamanın etik ve ahlaki tarafını değerlendirmeliler.